Devrim Muhafızları Komutanı: Düşmanı Yenmek İçin Gerekli Donanıma Sahibiz

Rasthaber –   Devrim Muhafızları Komutanı 13 Aban (4 Kasım) Dünya
Emperyalizmle Mücadele Günü münasebetiyle yayınladığı mesajında ​​şunları
vurguladı: ‘Direniş cephesi ve İran İslam Cumhuriyeti, düşmanla mücadele etmek
ve zaferle onu yenmek için kendisini gerekli her şeyle donatacaktır ve bu
kutsal yolda, Washington ve Tel Aviv’i yöneten zalimlerin tehditlerinden korkmamaktadır.’

İran İslam Cumhuriyeti Devrim Muhafızları Ordusu Komutanı
Tümgeneral Hüseyin Selami mesajında şu ifadelerde bulundu:

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla

13 Aban (4 Kasım), Dünya Emperyalizmle Mücadele Günü ve
Tahran’daki Amerikan casusluk yuvasının İmam’ın (r.a) çizgisini takip eden
Müslüman öğrencilerin yetenekli elleri tarafından tarihi bir şekilde ele
geçirilmesinin yıldönümüdür ve aslında bu, Amerika’nın gerçek doğasını ve
dünyanın özgürlük ve hak arayan uluslarına karşı olan kötülüğünü ortaya koymada
tarihi ve unutulmaz bir dönüm noktasıdır.

Aziz ülkemizin son 70 yıllık tarihi, ABD yöneticilerinin
İran ve İranlılara karşı işlediği ihanetlerin ve suçların bir listesini kapsamaktadır
ve bunların tasarımının, planlamasının ve desteğinin merkezi bu ülkenin
Tahran’daki büyükelçiliğiydi ve 4 Kasım 1979’da devrimin zaferinden ve İran İslam
Cumhuriyeti’nin kutsal sisteminin kurulmasının üzerinden bir yıl bile geçmeden büyük
İran milletinin evlatlarının büyük, devrimci ve tarih yazan iradesiyle,
Amerikalıların hain ve devrik bir yönetici olan Şah’ı barındırma ve onu ülkeye
geri göndermeme eylemlerine tepki olarak ele geçirildi.

4 Kasım’da İran milleti, insanlık tarihinin en büyük
imparatorluğu olan Amerika’yı yendi ve Tahran’daki Amerikan casusluk yuvasının
ele geçirilmesi yalnızca Amerika’nın politikalarının ele geçirilmesi ya da
gömülmesi değildi, bu büyük destan gerçekleştikten sonra, insanlık tarihinde
rakipsiz bir süper gücün yüzeysel ve görünürdeki gücünün çöküşü ve kırılması
yaşandı.

Son 45 yılın olay ve muazzam gelişmeleri bölge ve dünya
düzeyinde gözden geçirildiğinde ve analiz edildiğinde, İmam’ın çizgisini takip
eden Müslüman öğrencilerin şaşırtıcı ve güçlü eyleminin etkisinin bir demir
yumruk gibi olduğunu, İranlıların Amerikan karşıtı irade ve nefretinin, Amerika’nın
zahirdeki süper gücünün çöktüğünü ortaya koyduğunu, ulusların ABD’nin
istikbarına ve kötü güçlerin hakimiyetine karşı uyanmasının ve ayağa
kalkmasının temellerini ve zeminini hazırladığını göstermektedir. Öyle ki bugün
Beyaz Saray’ın bölgedeki insanlık ve dünyadaki diğer hak savunucusu ve tahakküm
karşıtı toplumlara karşı politikalarına yönelik güçlü bir cephenin oluşumuna
tanık oluyoruz.

Bugün sahnede ortaya çıkanlar ve Washington yönetim aygıtlarının
komutası ve kapsamlı desteği altında gerçekleşen özellikle Gazze ve Lübnan
olmak üzere Batı Asya’nın stratejik bölgesinin acı ve yadsınamaz gerçekleri,
Amerika’nın insan hakları iddiasının rengini kaybetmesinin en büyük ve en
geçerli göstergeleridir.  Gazze’den
Lübnan’a kadar çocuk, kadın, erkek ve savunmasız insanlardan on binlerce
mazlumun kanı, şeytani ve ırkçı Siyonist rejimin vahşi ve ortaçağı andıran
saldırıları altında yere dökülmüştür ve meydanın en hassas tarihi dönemlerinden
birinde Batı medeniyeti ve Amerika’nın özgürlüğü ve demokrasisini gözden düşmüştür.

İran halkının, 19 Ağustos’ta Dr. Musaddık’ın milli ve halkçı
hükümetine karşı gerçekleşen kara darbeyle şekillenen Amerikan karşıtı mücadele
çizgisi, bugün bu toprakların çok ötesine, hatta Amerika ve Avrupa’ya
yayılmıştır ve Amerikalıların rezaletinin çığlıkları yankılanırken, Beyaz Saray
liderlerine karşı verilen uluslararası mücadelenin mantığı ve rasyonelliği belirginleşmiş
ve dünyanın her yerinde itibar kazanmıştır.

Tahran’daki ABD casusluk yuvasının ele geçirilmesiyle ilgili
şanlı destanı anma yıldönümünde, İran ulusunun bir numaralı düşmanını ve o
terörist, cani ve kuduz köpek Siyonist rejimi uyarıyor, bölgenin İslami
direnişinin Allah’ın izniyle ve sahada üstünlüğe sahip olan mücahidlerin ve
inançlı savaşçıların cesaretiyle şer ve kötülük cephesine ezici bir yanıt
vereceğini ve bu kutsal yolla, Washington ve Tel Aviv’in katil liderlerinin tehditlerinden
korkmadıklarını söylüyoruz.

13 Aban’ın (4 Kasım) aziz şehitlerinin anısını, isimlerini, hatıralarını
ve destansı davalarını saygıyla anıyoruz. Allah’ın izniyle, Müslümanların
velliy-i emr’i İmam Hamanei’nin velayet çadırı altında aynı safta eskisinden
daha güçlü bir şekilde, Müslüman milletlerin direniş cephelerinin diğer
sütunları ve bileşenleriyle birlikte Siyonist rejimin kesin gerilemesini ve işgalci
Amerika’nın Batı Asya bölgesinden tamamen kovulmasını hızlandırmak için büyük
zaferler yaratmaya hazır olacağız.

Başa dön tuşu