İsrailli Analist: Netanyahu Ve Destekçilerinin Tam Zaferle Övünmeleri Gerçekçi Değil

Rasthaber – Haaretz gazetesi askeri analisti Amos Harel, Binyamin
Netanyahu’nun destekçilerinin Gazze’deki savaşta sözde “tam zafer”le
övünmelerinin gerçekçi bir temelden yoksun olduğunu söyledi.
Haaretz gazetesinde kaleme aldığı yazısında Harel, Gazze
Şeridi’ne yönelik yaklaşık 16 ay süren yoğun saldırı ve bombardımanı sonucu
İsrail’in tam anlamıyla bir zafer kazandığını söylemenin mümkün olmadığını
belirterek şunları ifade etti:
“Netanyahu’nun destekçilerinin tam zaferle övünmesinin
hiçbir temeli yok. Siyonist İsrail’in Hamas’ı gerçekten mağlup ettiğine inanmak
için her türlü şüphe ve eleştiriden arınmış kör bir takipçi olmak gerekir.
Hamas, aldığı ağır askeri darbeye rağmen teslim olmadı. Daha doğrusu,
Gazze’deki sivil otoritesini yavaş yavaş yeniden tesis etmeye çalışıyor ve
askeri altyapısını yeniden inşa etmeye başladı.”
Harel, bu durumun, Netanyahu’nun Gazze’ye saldırılarılarının
hedeflerine ilişkin açıklamaları ve savaş sırasında verdiği sözlerle
çeliştiğini belirtti.
ABD’nin bölgedeki rolüne değinen Harel, Başkan Donald Trump
yönetiminin, Netanyahu’nun sadece ilk aşamaya odaklanma arzusunun aksine, esir
değişimi anlaşmasını ve Gazze’deki ateşkesi tüm aşamalarında uygulamaya
çalıştığını vurguladı.
Harel, Trump’ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff’un
İsrail ziyaretine değinerek bunun Amerika’nın anlaşmanın uygulanmasına yönelik
ilerlemeye olan ilgisini yansıttığını belirtti.
ABD Başkanı Trump’ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Witkoff, Tel
Aviv ve Hamas arasında Gazze Şeridi’nde varılan ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasını
görüşmek üzere 29 Ocak’ta İsrail’i ziyaret etmişti.
Siyonist İsrail ziyareti kapsamında Başbakan Binyamin
Netahyahu ile görüşen Witkoff, İsrail ordusunun işgal sırasında Gazze Şeridi’ni
ikiye ayırdığı Netzarim Koridoru’nunda da incelemelerde bulunmuştu.
ABD Başkanı Trump’ın Filistinlilerin Gazze’den zorla tehcir
edilmesiyle ilgili açıklamalarına da değinen Harel, bu önerinin uygulanmasında
karşılaşılan pratik zorluklara dikkati çekti.
Fikrin kısmen Netanyahu’nun aşırı sağla koalisyonunun
istikrarını korumayı amaçladığını belirten Harel şunları aktardı:
“Aslına bakılırsa, Washington’un Orta Doğu’da göç
konusunda müzakere gücü Latin Amerika’daki kadar etkili değil. Trump, Gazze’yle
gayrimenkul projeleriyle aynı şekilde ilgileniyor gibi görünüyor, ancak bölge
sakinlerinin yeniden yerleştirilmesi kapsamlı bir planlama ve uluslararası
işbirliği gerektiriyor. Ancak bu planların (tehcir) her biri, Arap ülkeleri
tarafından desteklenmeye devam eden Filistin mücadelesiyle karşı karşıya kalacak.
Şu anda bir Arap liderinin Trump’ın Gazze’den göç önerisini desteklediğini
görmek zor.”
ABD Başkanı Donald Trump, Gazze’de ciddi bir yıkımın
olduğunu söyleyerek “Filistinlilerin Mısır ve Ürdün’e
yerleştirilebileceği” önerisinde bulunmuştu.
Aralarında Ürdün, Mısır, Irak, Fransa, Almanya, Arap
Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Birleşmiş Milletler’in de bulunduğu
birçok ülke Trump’ın teklifini reddeden açıklamalarda bulunmuştu.
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ayrıca,
“Filistin halkının sürgün edilmesi veya tehcir edilmesi bizim içinde yer
almayacağımız bir zulümdür. Bunu özellikle sürgün etme konusundaki
söylentilerle birlikte söylüyorum. Mısır’ın ulusal güvenliği tehlikeye atılamaz
ve iki devletli çözüme dayalı barışa ulaşmak için Başkan Trump ile çalışmaya
kararlıyız.” ifadelerini kullanmıştı.