Şüphesiz ki Rabbin, dilediğinin rızkını genişletir, dilediğini kısar

اِنَّ رَبَّكَ يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَنْ يَشَٓاءُ وَيَقْدِرُۜ اِنَّهُ كَانَ بِعِبَادِه۪ خَب۪يرًا بَص۪يرًا۟ ﴿٣٠﴾
30- Şüphesiz ki Rabbin, dilediğinin rızkını genişletir, dilediğini kısar. Muhakkak ki O, kullarından haberdardır ve onları görür.
Şüphesiz ki Rabbin, dilediği kimsenin rızkını görerek ve bilerek artırır. Yine görerek ve bilerek dilediği kimsenin rızkını da kısar. Orta yolu ve itidali emreder. Cimriliği ve savurganlığı yasaklar. Bütün durumlarda en sağlıklı şeyin ne olduğunu gören ve bilen O’dur. Zaten o her durumda en doğru yola iletmesi için Kur’an’ı indirmiştir.
Allah teala bu âyet-i Kerimede, kullarının tümüne bolca rızık vermediğini ve bunun, kendisinin bildiği bir hikmete dayandığını ifade buyuruyor. Başka bir âyet-i Kerimede de bu hikmeti şöyle açıklıyor: “Eğer Allah, kullarının rızkını bolca vermiş olsaydı, yeryüzünde azgınlık çıkarırlardı. Fakat o, nzkı dilediği ölçüde indirir. Şüphesiz o, kullarının ne yaptıklarından “haberdardır. O, herşeyi çok iyi görür.
TABERİ TEFSİRİ
Muhakkak ki mülk konusunda yetki O’nundur. Niye böyle yapıyor Allah? Niye bana az veriyor? Niye falana çok veriyor? diye bir soru sormaya hiç kimsenin hakkı da yoktur, yetkisi de. İnsan, insanlar arasında var olan eşitsizliğin hikmetini anlayamaz. Bu nedenle Allah’ın takdirinin hikmetini anlayamayan kimi insanlar sun’i araçlarla insanlar arasındaki doğal servet dağılımını değiştirmeye, sınıfsız bir toplum kurmaya çalışmaktadırlar. Mülk elinde olan, her şeyin sahibi olan Rabbimiz bir imtihan için bunu böylece tesbit buyuruyor. Çünkü O Allah; kullarını gören, onların durumlarını bilen, kimin neye muhtaç olduğunu, kime ne kadar vermesi gerektiğini, kimin için azın, kimin için de çoğun hayırlı olduğunu bilendir. En iyi ekonomik sistem, servetin ilâhî kanuna uygun bir şekilde dağıtılmasına dayanan sistemdir.
Ekonomik eşitsizliğin hikmetini anladıktan sonra, bu farklılığı kendiliğinden kötü saymak ve sınıfsız bir toplum yaratmaya çalışmak gibi problemler söz konusu olmaz. Böyle bir problemin doğmamasının yanısıra, insan doğasına daha yakın olan ve bu ilâhî kurallar üzerine kurulan Medine toplumunda ekonomik farklılıklara suni araçlarla müdahale edilmiyordu. Fakat ahlâkî ve hukuki düzenlemelerle bunlar, adaletsizlik yerine bir çok ahlâkî, ruhi ve kültürel fayda ve güzelliğin doğmasında rol oynamışlardır. Böylece evrenin yaratıcısı tarafından yaratılan ekonomik farklılıkların hikmeti Medine’de gözler önüne serilmiştir.
BASAİRUL KUR’AN